KOMBİNASYONLAR
KAMPANYALAR
Aktör ve Dövüşçü; Micheal Jai White

Aktör ve Dövüşçü; Micheal Jai White

Vernell ve Melvin White’ın çocukları Michael Jai White 10 Kasım 1967 yılında doğdu. Çocukluğu Brooklyn’de geçti. Annesi bir öğretmen maaşıyla kendisi ve beş kardeşini tek başına büyüttü. Michael 10 yaşındayken, akrabalarına yakın olmak için Bridgeport, Connecticut’a taşındılar.

Bridgeport’ta White’ın öncelikleri ayakta kalmak ve tehlikelerle dolu sokaklarda kendine bir ün inşa etmeye çalışmaktı. Saldırgan yapısını törpülemek için kendine bir kapı bulduğunda kayıtsız, huzursuz ve kendi kendine mücadele eden bir kişiydi. “Onunla ilk tanıştığımda, beynimde bir çınlama oldu,” diyor White kendisini disipline eden ve sonradan hayatını değiştirecek olan dövüş sanatlarıyla tanışmasını anlatırken. “Güvensiz bir çocuktum ve sanırım dövüş sanatlarıyla kendimi ifade etme fırsatı buldum.”

Derslere katılmak için çok hevesliydi. Annesi, nedense ona bu konuda yasak koydu. O da kendini benzer disiplinlerde arkadaşlarıyla birlikte takılırken buldu. Gelecekte IFBB sporcusu olacak, Troy Alves ve erkek kardeşi Johnnie, Bridgeport dövüş okulunda karate, jiu jitsu çalışırken onlara eşlik ediyordu. “Seyreder ve evde Johnnie ve Troy ile pratik yapardım” diyor. “Sadece onları değil daha ileri sınıfları da gözlemlerdim. Böylece Troy ve Johnnie’nin henüz yapmamış oldukları şeyleri de bilirdim.”

Bir sporcunun şekillenmesi için çok şanslı bir başlangıçtı bu. White sonraki 20 yılda 7 kara kuşak sahibi olacaktır. Bugün White, açıkça dövüş sanatlarının mental felsefelerinin bir genç tarafından özümsenmesinin çok yavaş olacağını itiraf ediyor. “Dövüş sanatlarına önceleri yanlış nedenlerden ötürü odaklanmıştım” diyor. “Başımı belaya sokmadan dövüşebileceğim bir alandı. Hassas bir çocuk olarak bu tarz ortamlarda kendinizi korumak için görünmez bir zırh kuşanma ihtiyacı hissediyorsunuz. Benim çok takıntılı olduğum bir şeydi bu.”

White ileri aşamaya ulaştığında dövüş okulunda öğrendiklerini alıp sokaklara taşıdı. Sokakta adaleti kendi sağlamaya çalışarak dövüş sanatlarının öğretilerini yalanlamak istiyordu adeta. Kıyıda köşede mahallenin kabadayılarıyla mücadele ediyordu. Bu savaşlar sonunda arzuladığı saygıyı kazandı. Evden ayrıldığında 14 yaşındaydı ve dövüş sanatları ona ihtiyacı olan gücü de sağladı.

Lisede, onun ölçülerinde ve onun gibi yetenekli birisi için futbol oynamak çok doğal olabilirdi. Ancak o “Futbol için doğru özelliklere sahip değildim” diyor. Atletizm, dövüş sanatları kadar olmasa da onun dikkatini çekti. Koçların ve takım arkadaşlarının beğenisini kazanmaya yetecek derecede iyiydi.

“Şansıma engelli koşu yapmaya başladım. Ancak, bir süre sonra sanki doğamda varmış gibi engelli koşuyordum,” diyor White. “Engelli koştum, uzun atlama yaptım, gülle ve disk attım, 100 metre koştum. Southern Connecticut Üniversitesi tarafından dekatlon takımına alındım.”

Dövüş sanatlarına odaklanmasına rağmen -ilk siyah kuşağını 13’ünde aldı- White, üniversitede bu konuda işin kolayına kaçmadı. Bir sakatlanma sonunda atletizm takımından ayrıldı. Okuldan okula, bölümden bölüme savruldu. Politika, iletişim ve mühendislik gibi bölümlere girdi. Kendine bir yön çizdikten sonra ayrıca oyunculuk dersleri de almaya başladı.

“Her sömestr sadece eğlence olsun diye oyunculuk derslerine girerdim” diyor. “Hiçbir zaman hayatımı bu işten kazanmayı düşünmemiştim. Sadece karakterlere bürünmek ve hayata bir başka perspektiften bakmak hoşuma gidiyordu. Tatillerimde ve boş zamanlarımda reklam çekimlerine ve oyunlara katılıyordum. Sonunda bu işi ciddi olarak ele almam gerektiğini kavradım. Bunu inkar ederek yaşayamazdım.”

White, gerçekten yapıp yapamayacağını anlamak için bir yıl boyunca kendini oyunculuğa adadı. “New York’ta işe başladım. Burada rekabet edebiliyosam, her yerde rekabet edebileceğimi anladım” diyor. Artık, tiyatro çalışmalarımla tanınan bir isimdim. Anca, şarkı söyleyip dans eden bir adam değildim. Yeteneklerimi beyaz perdede daha iyi gösterebileceğimi düşündüm.”

Böylece White, 1992’de batıya, Los Angeles’a gitti. “Toplandım ve öylece gittim” diyor. “Bu, bugüne kadar aldığım en iyi karardı.”

White hep aynı rollerin teklif edildiği, tipik bir karakter oyuncusu olmak yerine, Hollywood’da geçirdiği zaman içinde, geniş yelpazeli bir kariyer şekillendirdi. Özgeçmişinde elbette aksiyon filmleri (Jean-Claude Van Damme ve Steven Seagal’le oynadığı filmler ile gangster Gambol’ü canlandırdığı The Dark Knight vs.) var. Aynı zamanda Why Did I Get Married? ve devam filmi gibi komedi ve dramalarda da kamera karşısına geçti. Son olarak Tyler Perry’nin OWN’daki televizyon şovu For Better or Worse’te rol aldı. Yazıp oynadığı, 2009 tarihli “blaxploitation” türü (siyahilerin egemenliğinde ve onları beyazlara karşı yücelten film türü) Black Dynamite, eleştirmenler tarafından övgü aldı ve her zaman hatırlanacak bir yere sahip oldu.

White, bu yılın başlarında Favela’da başrol oynamak üzere Brezilya ve Porto Riko’ya gitti. Codename: Falcon adlı serinin bu ilk filminde White, karanlık işlere bulaşan, yabancı bakanlığın son çare olarak başvurduğu eski bir denizciyi canlandırıyor. Film stüdyosunun planı her yıl serinin bir filmini çekmek. Böylece White ilk kez bir aksiyon serisinde rol alacak.

Yoğun takvimine rağmen 48 yaşındaki evli ve iki çocuk babası White hala üstesinden gelecek çok şeyin olduğunu söylüyor. Güzelliği ulaşılması zor ama peşinde koşmaya değer bir olgu olarak gören bu dövüş sanatçısı, hala mükemmelin peşinde yolculuk etmeye devam ediyor. “Henüz oynamadığım pek çok rol var,”diyor White. “Henüz en iyi işimi ortaya çıkardığımı düşünmüyorum. Aslına bakarsanız, şimdilik çıkarmadım diyebiliriz.”

Antrenman programı

White, antrenmanlarını sıklıkla değiştiriyor. Aşağıdaki tablo sadece bir örnek. Setler arasındaki dinlenme süresini bir dakikadan fazla tutmayarak, spor salonunda hızlı hareket ediyor.

ANTRENMAN 

Haraket ismi Set sayısı Tekrar sayısı
Pull up 4 15
T-Bar row 4 15
Front pulldown 4 15
Deadlift 4 12-15
Lateral raise 4 15

White antrenman yaptığı günlerde aç karnına 40 dakikalık kardiyo yaptığını da hatırlatalım. Ek olarak, White haftada iki ya da üç kez dövüş sanatları ya da boks çalışıyor.

White’ın antrenman dağılımı ise şu şekilde;

Gün  Kas Grubu
Pazartesi Sırt 
Salı Bacak
Perşembe Göğüs, Triceps
Cuma Omuzlar, Biceps

“Eğer Brooklyn sokaklarında büyüdüyseniz, güçlü olmaktan başla bir seçeneğiniz yoktur. Hele ki 70’lerde...” diyor Michael Jai White ve ekliyor: “Eğer doğuştan kavgacı biri değilseniz, sokaklar size bunu öğretir. Ben kendine güveni olmayan bir çocuktum. Dövüş sanatları benim zırhım oldu.”

Michael Jai White yedi yaşında karete ve jiu jitsu yapmaya başlamış. Üstelik derslere ailesinin zoruyla değil tam aksine, onların haberi olmadan gidiyormuş. “Annem dövüş sanatları ile ilgilenmemi istemiyordu. Sanırım sokakta kavgaya girip kendimi incitmemden korkuyordu.”

Michael Jai White, 13 yaşına geldiğinde artık kara kuşak sahibi ve yetişkinlerle maç yapabilir seviyedeki bir dövüşçü haline gelmiş. Bu onun farklı yedi disiplinde daha alacağı siyah kuşakların ilkiydi.

Michael Jai White, ekranda göründüğünün aynısı; 106 kg kas kütlesine sahip bir canavar. Acemi gözler onu bir vücut geliştirmeCİ sanabilir. Ancak onun vücudundaki kaslar sadece gösteriş amaçlı değil. Her kas lifi, farklı bir hareketi daha hızlı ya da daha güçlü yapabilmesi için orada.

Herkesin hayal edeceği bir vücuda sahipsiniz. Kas kütleniz oldukça fazla ama buna rağmen çok hızlısınız. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?    

Patlayıcı kuvveti geliştirecek hareketler yapıyorum. Antrenmanının beli bölümlerinde ağırlıkları yavaş indirip, olabildiğince hızlı kaldırıyorum. Hatta o kadar ki, bench press ya da squat gibi hareketlerde bar en üst noktada yukarı fırlıyor. Kendimi bir sprintere benzetiyorum. Onların da kas ağırlıkları çok fazla, vücutları define ama tüm o kas ağırlığı bir görevi başarmak için hizmet ediyor.

Tekrar ve ağırlık sayılarınız nasıl?

Genellikle tek tekrarda kaldırabileceğim ağrılıkların %65’i ile, 12-15 tekrar yapıyorum. Ancak benim için rakamlardan daha önemli olan şey antrenmanın kalitesi. Hareket aralığını nizami olarak yapıyor, tepe noktasında kaslarımı sıkarak bekliyorum.